İçeriğe geç →

Likya Yolu – 2. Gün (Kabak – Ge)

İlk günler hep zordur derler. Bir önceki gün 17 KM yürüyünce ikinci günün sabahı kalkmak kolay olmadı. Fakat şöyle bir manzara ile güne uyanınca ister istemez motive oluyor insan. Gönül isterdiki Kabak koyuna inelim ve bir gün geçirelim fakat zamanımız kısıtlıydı. Bu yüzden bir an önce yolu koyulmamız gerekiyordu.

8.30 gibi kahvaltıya oturduk. Burada da epey bir vakit öldürdükten sonra eşyaları almak üzere tekrar bunglova döndük. 9.10 gibi sularımızı tazeleyip Alınca’ ya tırmanmak üzere yola koyulduk. Ne kadar yükseldiğimizi aşağıdaki fotoğraftan görebilirsiniz. Ayrıca bilmediğimiz bir şey vardı. Bu daha başlangıç 🙂

Bahsetmenin tam zamanı. Yol arkadaşım Ufuk’ un ayağı ilk günde ayakkabıdan kaynaklı su toplamaya başlamıştı ve akşam biraz olsun soğuk su ile müdahale etmeye çalıştık. Fakat ikinci gün sabahtan kendini tekrardan göstermeye başladı. Neyseki 2. gün çokça yokuş çıkacaktık ve yokuş çıkmak inmekten daha az sıkıntılıydı onun için.

Not: Eğer böyle uzun soluklu bir yola çıkacaksanız ayakkabınızı en az bir gün zorlu bir yürüyüş ile deneyin.

Alınca boyunca tırmanmaya devam ettik. Bir gün önce yeşil ve yer yer uzaktan gördüğümüz deniz harika bir görsel sunuyordu bizim için. Bolca durup fotoğraf çektik. Durmamızda gerekiyordu çünkü bitmeyen bir tırmanış ve gerçekten zorlu.

Bunun dışında yağmur yakamızı hiç bırakmadı. Bizimle oyunlar oynadı. Her yağmur yağdığında yağmurluğumuzu giyiyor, çanta yağmurluğunu takıyordurduk. Bu yağmur 15 dk sonra etkisini kaybediyor, yarım saat sonra tekrar kendini gösteriyordu. Galiba gün için 7-8 defa bunu tekrarladık. Bunun dışında yağmurun etkisi kaybettiği anda açan güneş yağmurluk içinde bizi çok zorluyordu. Tam bir sauna etkisi.

Yol boyunca beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri bu dönüşler. Bir bilinmezliğe doğru dönüyorsun ama bu dönüşün 2000 yıldan fazla tarihi var.

Tırmanış bitmiyor, karnımız acıkıyor ve mümkün olduğunca takviye gıdalar ile enerjimizi korumaya çalışıyoruz. Yolun zorluğunu hissettiğim zamanlardan biriydi. Fakat geriye dönüp baktığımda en zor yerlerden biri diyebileceğim bir patika bile değil.

Sonunda 12:30 civarı Alınca köyüne ulaştık. 740 rakımlı bir köy. Bunu hissedebiliyorsunuz. Karnımız çok aç ve hemen bir şeyler yiyebileceğimiz yer aramaya başladık. Çok seçenek yok. İki yerden birisi seçtik ve bir şeyler yiyerek dinlenmeye çalıştık. 45 dakika yemek ve dinlenmeden sonra tam yola koyulacakken müthiş bir yağmur bastırdı. Yağmur dinesiye kadar çay ile dinlenmeye devam etme kararı verdik.

Yola tekrar koyulduğumuzda saat 13:40 civarıydı. Hava kapalı ve yağmur çiseliyordu. Hedefimiz ise Ge köyüne ulaşıp geceyi kamp yerinde geçirmekti. Yolun devamını çok daha kolay olduğunu düşünüyordum fakat tam tersi oldu. Çoğunlukla dar tehlikeli patika yoldan aldığımız o irtifayı yavaş yavaş kaybetmeye başladık. İşin en kötü yanı tekrar tırmanışa geçmemiz gerektiğiydi. Çünkü Ge köyü neredeyse Alınca gibi bir rakımdaydı.

740 rakımlardan 430 e inip tekrar 632 e çıkmamız gerekiyordu ve tam olarak 8.30 KM.

Bu patikanın sunduğu görsel ne kadar güzel olsada zorluğuda bir o kadar fazla.

Mavinin farklı tonları ve ulaşımı sadece deniz yolundan olan bir sahil. Gördüğünüz burunlar Yediburunlar bölgesi içinde. Adındanda anlaşılacağı gibi 7 tane burun var.

2. günü Ge köyüne ulaşarak bitiriyoruz. Bu köyde seçenek olduğu için daha önceden kamp yeri bakmamıştım. Güzel bir kamp yeri bulduk. Kamp yerinin sahipleri evlerini büyüterek odalara ayırmış. Fiyat olarak çok bir farkı olmadığı için geceyi odada geçirmek daha mantıklı geldi. Bu kararda hava durumuda etkili oldu tabi.

Kaldığımız yerin en ilginç yanı, ortak oturma alanının aslında ailenin salonu olması. Ortada soba, soba üzerinde çay. Yanınızında dünyanın dört bir tarafından gelmiş insanlar, hizmet bekliyorlar ama kamp yerinin sahibi ablamız çay çekirdek ile dizi izliyor.

Köye toplu taşıma ile ulaşım yok hatta köyün suyu bile yok. Herkes deposundaki suyu kullanıyor, bitince tanker ile su satın alıyorlar. Yağmur hala bu köy için çok önem arz ediyor.

4-5 bardak çay içtikten sonra yorgunluğunda etkisi ile odamıza çekilerek uykuya dalıyoruz. Yarın yolumuzun uzun.

Kategori: Genel

Yorumlar

Bir Cevap Yazın